164 posts
Hayatımda ki her aksaklığa “sıkıntı yok” diye geçiştirmekten sıkıntılı birine döndüm.
Geçmişi sırtından indir, daha hızlı yol aldığını göreceksin...
O çok sevdiğin şeyi kaybetmemek için gösterdiğin uğraş boşa çıkınca, elinin altındaki her şeyi devire devire yürümeye başlıyorsun...
“Biz kimsenin, kaybetmekten korkacağı o insan olamayacağız.”
Birisine anlatmak da ucuzlatıyor ya işi, ne bekliyorsun karşındakinden, o acıyı gidermesini mi? En iyisi susmak.
Alıştım artık diyorsun,inatla tekrarlıyorsun eskisi gibi hissettirmediği yalanını ama içten içe bir şeyler parçalıyor seni.Konu ne olursa olsun, canını bir kez yaktıysa bir şey, hatırladıkça aynı acıyı yaşıyorsun.O günlere dönüyorsun her seferinde. Geçiyor ama izi hep kalıyor.
Elbette unutmaya çalışmak, unutamamak, özlemek falan zor ama bu hayatta mezar taşı öpmek diye bir şey var.
"Her şey yolunda gidiyor ama ben kaldırıma oturmuş sigara içiyorum."
"anlamını yitirdi bazı şeyler farkındasın biliyorum bunu sen istedin şimdi ağrına gitmesin yaşanmaz eskisi gibi hatırla bizi."
Kaybetmek için çabalayınca hiç vazgeçemezsin sanıyorlar..
“Kimse çok sevdiği kişiye içini dökemez, itiraflar hep yabancıya yapılır.”
Mükemmel kişileri aramaktan vazgeçin. Tek ihtiyacınız olan size sahip olduğu için şanslı olduğunu düşünen birisi.
Ben seni tanıdığım gün, yaşamaya bir sebebim var artık diye sevinmiştim. Sen bunun değerini bilemedin.
Ulan ne çok öldük, birazcık yaşamak için.